Dedem, Atatürk’ün şoförüydü

25 Kasım 2017 Saat: 13:11
Dedem, Atatürk’ün şoförüydü
Gebze’nin en köklü taşıma firması Türker Turizm ‘in patronu YEKTA TÜRKER Gölge Dergi’ye konuştu:

Dedem, Atatürk’ün şoförüydü

2000’li yıllara çok hızlı geldik. Babamların yıllarının çok büyük zorlukları da var. Çok büyük güzellikleri de var. O yıllarda aslında çok da güzel para kazanmışlar. Fakat bunu iyi değerlendirmekte mümkün olmamış. Tabi o zamanlar sigortaları yok. Kaskoları yok.

Dedemin erkek kardeşi askerliğini Atatürk’ün şoförlüğü olarak yapmış. Aileden, dedelerden bu yana şoförlük geliyor. Dedemin lakabı Şerif Şoför Ali olarak takılmış. 1940’lı yıllarda daha öncesinde de hep bir arabacılık vardı.

Şuanda yaklaşık Türker Turizmde 700 araba çalışıyor. Bunun yaklaşık 100’e yakın araç öz malı olarak çalışıyor. Ben bunu kendime başarı olarak görmüyorum. Bu sektörün büyümesiyle alakalı bir şeydir. Sadece talep fazla olduğu için bu bölgede daha fazla iş olduğu için belki o yılların 10 arabası 100 arabasından daha kıymetli.

Yani yaklaşık şuanda aşağı yukarı 11 bin personel taşıyoruz. Tabi ki bu sadece Gebze bölgesinde değil. İzmit. İstanbul bölgesinde de taşıdığımız kurumlar var. Büyük kurumların büyük merkezleri var. Holdingleri var. Bunun yanında da yaklaşık 1600 tanede öğrenci taşıyoruz.

Biz P plaka İstanbul’da yol vergisi alamıyoruz. İstanbullu firma Gebze’de çalışıyor. Gebze’ye yolcu getirebiliyor. Doğrusu komşu illerin birbirleri arasında devamlı koordinasyon içinde olmalarıdır. Bu karar verici mercilerin koordinasyon merkezlerinin komşu illerle kararları ortak vermeliler.

Şuanda siyasi bir amacım, hedefim yok. İş adamı olarak hayatımıza idam ediyoruz. Ama gönlümüz, çalışmalarımız her zaman AK Partinin yanındadır. Bir ihtiyaç, teklif olursa her zaman hazırım.

 

Fotoğraflar : Dilek ARMAN

Gebze’nin en köklü servis ve taşıma firması  özelliğini elinde bulunduran Türker Turizmin sahibi Yekta Türker, sektörün inceliklerini Gölge Dergi ‘ye anlattı.

Tarihçesi yıllar öncesine dayanan Türker Turizm’in yaşadığı zorlukları ve başarılarını değerlendiren  iş adamı ve siyasi  kimliğiyle de tanınan Yekta Türker,  hem ticaret hem siyaset ile uğraşmanın şartlarını ve sonuçlarına dile getirirken, ‘’ Örneğin; siz 5 yıldızlı bir otele gittiniz. Otelin 5 bin tane misafiri var. O misafirlerden bir tanesisiniz. Restoranda giderken bir yemek kuyruğuna giriyorsunuz. Upuzun bir yemek kuyruğu… Denize sıfır bir tesis bu... Güzel bir hizmeti var. Sahile belki 1 km yürüyorsunuz. Otel büyük çünkü… Çok da güzel, her imkânı var otelin. Fakat biz bu değiliz. Biz butik olarak hizmet veriyoruz. Siz oturduğunuz yerde ne istiyorsanız biz onu veriyoruz. Yani sizin ayağınıza kendimiz geliyoruz. Ve sorunlarınızı o anda çözüyoruz’’ dedi.

Bu İşin Mutfağında Çok Bulundum

Bilerek ve severek yaptığı bir sektörün içerisinde olduğunu vurgulayan Yekta Türker; ‘’ 1972 yılında Gebze’de yine servis işi yapan, Seyfettin Türker’in oğlu olarak dünyaya geldim. Gebze’nin yerlisi bir ailede büyüdüm. İlkokulla ortaokulu burada tamamladım. Sarkuysan Lisesini bitirdim. İstanbul Üniversitesi Turizm Meslek Yüksekokulundan mezun oldum. Hala hazırda üniversitenin son sınıfındayken 1993 yılında babamın rahmetli olmasıyla Türker Turizmin başına geçme durumum oldu. Ve o yıldan bu yıla Türker Turizmin başındayım. Evliyim. 16 yaşında bir kız çocuğum var. Eşimde bir resmi kurumda çalışıyor. Yaklaşık 25-26 yıldır ondan öncesinde de olan babam hayattayken de bu işin yine mutfağında çok bulundum. Bu işin muavinliğini yaptım, servis sorumluluğunu çok genç yaşlarda almıştım’’ şeklinde konuştu.

Dedesi Atatürk’ün  şoförüydü

Kökü eskilere dayanan Türker Turizm’in dedelerinin zamanından gelen bir meslek olduğunu söyleyen Yekta Türker; ‘’ Dedemin erkek kardeşi askerliğini Atatürk’ün şoförlüğü olarak yapmış. Aileden, dedelerden bu yana şoförlük geliyor. Dedemin lakabı Şerif Şoför Ali olarak takılmış. 1940’lı yıllarda daha öncesinde de hep bir arabacılık vardı. Babam bu işi amcamlarla birlikte Kadıköy Gebze arası yolcu taşımayla başlatıyor. Daha sonra bölgede sanayini kuruluşunun artmasıyla bir servis taşıma ihtiyacı doğuyor. Ve servis işine 1960’lı yıllarda başlıyorlar.  Önceden 1 otobüsle ortak olarak başlıyorlar. Daha sonra çoğalıyor. 1970’ler de bölgede OMTAŞ, AKKARDAN, TUMUŞ ÇİMENTO, SÜMERBANK, bu büyük kurumların servislerini biz taşımışız. 1980’li yıllarda daha da çoğalıyor ve rakiplerde ortaya çıkıyor. Göçte hızla gelmeye başlıyor. O tarihlerde Gebze’de 2 tane belki 3 tane firma var. Ama en büyük ve tek firma biziz’’ dedi. Sektörde büyük ve tek olmanın çizgisini devam ettiren işadamı Yekta Türker; ‘’ 1990’lar da sektör inişler çıkışlar sürekli yaşıyor. Krizler yaşıyor. Bizim sektör içerisinde değişen kurallar oluyor. Ve kendini yenilemek gerekiyor. Sırf araba ve araç yenilemesi değil bu. Teknoloji yenilemesi, sisteme ayak uydurma. Ve 1990’la 2000 yıllar arası babamız rahmetli olduktan sonra da Gebze birden Organize Sanayi Bölgesi çok fazla oluyor. Ve İstanbul firmaları taşınıyor. Gebze göç alıyor. Taşınan firmalar alt taşeronlarıyla geliyor.  Büyük birçok firma yemek, servis, güvenlik olsun servis firmasıyla, yemek firmasıyla birlikte Gebze’ye geliyorlar. Burada o zaman başka bir rekabet oluşuyor. Birçok firma halen hazırda 2017 yılında bile bizim sektörümüzde en çok iş yapan İstanbul firmalarıdır. Büyük taşınan sanayi firmaları kendi taşeronlarıyla birlikte buraya geliyorlar’’ ifadelerini kullandı.

Sürdürüle Gelen Bir Alışkanlık

Sektörde en çok iş yapanların İstanbul firmaları olduğunu belirten Türker; ‘’ Aslında daha ucuza taşımıyorlar. Sürdürüle gelen bir alışkanlık diyelim. Hatta birçok Gebze’nin firmalar alt taşeron kullanıyor. Fakat bizim Gebze’de bir birliğimizin beraberliğimizin çok sağlam olmayışı da buna etkendir. Birden bire 2000’li yıllara çok hızlı geldik. Babamların yıllarının çok büyük zorlukları da var. Çok büyük güzellikleri de var. O yıllarda aslında çok da güzel para kazanmışlar. Fakat bunu iyi değerlendirmekte mümkün olmamış. Tabi o zamanlar sigortaları yok. Kaskoları yok. Bu yüzden güvenceleri de olmuyor. Yine o yıllarla bu yıllar arasında çok büyük farklar var’’ sözlerini kaydetti.

Bugün Bu Bölgede Her Şey Var

Babası Seyfettin Türker’in rahmetli olduğu dönemde yaklaşık 12 arabalık iş portföylerinin olduğunu ifade eden Yekta Türker; işin başına geçtikten sonraki yıllara değinirken de şunları söyledi ; ‘’ 2 tane sanayi kurumuyla iş yapıyorduk. Şuanda yaklaşık Türker Turizmde 700 araba çalışıyor. Bunun yaklaşık 100’e yakın araç öz malı olarak çalışıyor. Ben bunu kendime başarı olarak görmüyorum. Bu sektörün büyümesiyle alakalı bir şeydir. Sadece talep fazla olduğu için bu bölgede daha fazla iş olduğu için belki o yılların 10 arabası 100 arabasından daha kıymetli. Belki bugün 500 arabası olması lazım’’ olarak nitelendirdi. O yıllarda şartların zor olduğunu söyleyen Türker; ‘’ Şoför bulamıyorsunuz. Tamirci bulamıyorsunuz. Ben çok küçüktüm. Bir motor arza yaptığı zaman Topkapı sanayide motoru götürüyorduk. Bugün bu bölgede her şey var. Bütün servisimiz. Bütün tamirhanelerimiz. Bütün özel bakım servislerimiz ve lastikçilerimiz. O yıllardan bu yıllara çok büyük bir artış var. Tabi bunu sürdürebilmek önemlidir. Devamlılık önemli firmalarda... İnşallah bizde bu bayrağı daha kurumsal hale getirip devam ettirmek istiyoruz’’

Bu İşin Bilincindeyiz

Diğer yandan ‘’37 kuruma hizmet veriyoruz. 37 kurumla personel taşımacılığı işi yapıyoruz’’ sözlerini dile getiren Yekta Türker; ‘’ Bunların irili ufaklı oldukça değişkenlik gösteriyor. Bir kurumda 100 araç çalışan kurumda var. 3 araç çalışan kurumda var. Bunlar genelde profesyonel ve büyük kurumlar tercih ediyoruz. Birde bölgede öğrenci servis taşımacılığı yapıyoruz. Yaklaşık 120 aracımız öğrenci taşıma işi yapıyor. Yaklaşık en son var diyeli çalışan firmalarda 1 araba normalde 3 arabanın işini yapıyor. Sayıda değişkenlik gösteriyor. Yani yaklaşık şuanda aşağı yukarı 11 bin personel taşıyoruz. Tabi ki bu sadece Gebze bölgesinde değil. İzmit. İstanbul bölgesinde de taşıdığımız kurumlar var. Büyük kurumların büyük merkezleri var. Holdingleri var. Bunun yanında da yaklaşık 1600 tanede öğrenci taşıyoruz. Bugün insanların en değerli varlıkları nelerdir deseler. Kuşkusuz çocuklarıdır. Biz bunları taşıyoruz. Biz bunları çok önemsiyoruz. Hayat, can taşıyoruz. Bu işin bilincindeyiz’’ sözlerini vurguladı.

Zarar Gören Yine Aynı Arkadaşlarımız

Sektörün içerisinde çok ciddi zararlar olduğunu ve çeşitlerinin bulunduğunu işaret eden işadamı Türker;  bu yöndeki düşüncelerini  açıklarken de , ‘’ Yani belki de en sorunları olan sektörüz. Sürekli kuralları değişen, düşünün maç oynanıyor. Maça başladınız ama taç kuralını değiştirdiniz. Başka bir kural çıkardınız. Taç olunca dediniz penaltı sayarım. Top oynanırken kural değişir mi? Biz bunu yaşıyoruz şuan. Sürekli bir kural değişimi içerisindeyiz. Yeni şoför arkadaşlarımızdan ek belgeler istenmesi. Şoför arkadaşlarımızı yeni baştan bu sınavlara tabi tutulması. Belgesi olan arkadaşların belgesinin yenilenmesi. Araçlardan yeni baştan yeni şeyler istemesi. Öğrenci taşıma araçlarının personel taşıma aracından ayrılması. Şehirlerarası taşıma araçlarının personel taşıma araçlarından ayrılması. Bunların her bir değişimi bizim için bir maliyettir. Bizim için ek bir tasarruf gerektiriyor. Ve bir sözleşmemiz var. Biz bu firma için yeni bir maliyet getiremiyoruz. Şuanda piyasaların değişmesi, akaryakıt fiyatının değişmesi zaten sırtımıza değişen bir maliyet gerektiriyor. Fakat okul taşımacılığı servis taşımacılığı bunların içinde yeni getiren yeni değişen kanunlar ve İstanbul, Kocaeli’nin sınırında bir bölge olması ayrı bir bölüm. Şuanda biz İstanbul’da da değiliz, Kocaeli’nde de değiliz. Birçok firmanın Kocaeli’nden personeli var. İstanbul’dan da personeli var. İstanbul’daki firmaların Kocaeli’nden personeli var. Ve bu iki ilin kanunlarının kurallarının ayrı olması. Biz P plaka İstanbul’da yol vergisi alamıyoruz. İstanbullu firma Gebze’de çalışıyor. Gebze’ye yolcu getirebiliyor. Doğrusu komşu illerin birbirleri arasında devamlı koordinasyon içinde olmalarıdır. Bu karar verici mercilerin koordinasyon merkezlerinin komşu illerle kararları ortak vermeliler. Siz şimdi İstanbul’a geçen 41 plakaya ceza kesmemelisiniz. İstanbul’dan Kocaeli’ne geçen bir esnafa ceza kesmemelisiniz. Bunun kurallarını ortak belirlemelisiniz. Ortak verilen kurallarda ortak hareket etmelisiniz. Ayrı ayrı yaptığınız hareketler burada ki arabalı esnafı da yormaktadır. Yanlış ya da farklı şeylerde ortaya çıkartmakta insanlar bu sefer kendi kurallarını ortaya çıkartmaya çalışıyor. Burada ki esnaf kendisi organize oluyor. İstanbul’da ki esnaf kendisi organize oluyor. Aslında hepsi biziz. Zarar gören yine aynı arkadaşlarımız’’ sözlerini kaydetti.

Bu Sistemi 10 Yıldır Kullanıyoruz

Türker Turizm’in yapılanmasından ve işleyişinden de bilgiler veren  Yekta Türker  şöyle konuştu; ‘’ Ofiste proje sorumlusu olarak şuanda 7 tane arkadaşımız çalışıyor. Okul sorumlularda 2 arkadaş var. Muhasebe sorumlularında 5 arkadaşımız var. Burada yaklaşık 15 arkadaşımız ofiste görev yapıyor. Bunun yanında girişte 1 güvenlik arkadaşımız var. Yemekhanede bir ablamız var. Günde 50 arkadaşımız ofiste yemek alıyor. Bu bölgeye yakın servis yapan arkadaşlarımızda yemek hizmetinden faydalanıyor. Darıca’da temizlik imkânımız var. Yıkama yerimiz ayrı. Kışlık lastiklerimiz, yazlık lastiklerimiz değişti. Bugün kışlık lastiklere geçiyoruz. Kanunda Kasım ayından itibaren zorunluluğu var. Fakat biz kanunda olmadan evvelde bu sistemi 10 yıldır kullanıyoruz. Öz şoför sayımız yaklaşık 90. Kiralık şoför sayımızda yaklaşık 600. Direk olarak 750 arkadaşımız Türker Turizmden ekmek yiyor.’’

Siyasete AK Parti İle Başladım

Ak Parti’nin bir üyesi olarak, dışarıdan çok uzun yıllar görevlisi olarak çalışan Yekta Türker, siyasi hayatını anlatırken de ; ‘’ Bir dönem İlçe Yönetimine girmek için çabalarım olmuştu. O zaman şuan eski Milletvekilimiz Mehmet Ali Okur İlçe Başkanıydı. Orada kendimize yer bulamamıştık. Tekrar her şekilde o taraf olduğunu, orada olduğumuzu hep belirttik. 2003 2004 yıllarda üyeliğim başladı. Daha sonra nasip oldu. İl Başkanımız Fikri Işık İl Yönetiminde bana görev verdi. Tabi bizim yanımızda olan en büyük ağabeylerimiz Rahmetli Ekrem ağabeyi anmadan geçemem. Büyük referans oldu. Ondan öncede birçok kongrelerde, birçok toplantılarda, birçok yerlerde bulundum. Ama partiye ilk resmi görevim orada başladı. Uzun yıllar İl Yöneticiliği yaptım. Sonrasında Fikri Işık Milletvekili olduktan sonra Sayın Bakanım Zeki Aygün Bey İl Başkanı olmuştu. Onunla birlikte İl Başkan Yardımcılığı teklif etmişlerdi. Dış ve ilişkilerden sorumlu İl Başkan Yardımcılığını 2009 yılında devam ettirdim. İlk kongrede ve sonrasında Zeki Beyle devam ettim. Zeki Bey milletvekiline gönderdikten sonra Mahmut Beyle devam etme fırsatım oldu. Yine İl Başkan Yardımcılığına devam ettim. Yaklaşık 3 dönem bu görevlerim devam etti. Tabi çok hareketli ve çok güzel, önemli hizmetler verdik. Bu zaman zarfında birçok referandum içerisinde yerel ve genel seçimlerde aktif görevler aldım. Dilovası’nda ki yerel seçimlerde Cemil Yaman Bey’in ilk Belediye Başkanı olduğu dönemde koordinatördüm. Çayırova’da Şevki Beyin görev aldığı ilk Başkan olduğu dönemde Çayırova’da koordinatördüm. Siyasetteki teşkilatçılık başka bir şey’’ şeklinde konuştu.

İhtiyaç Olursa Her Zaman Hazırım

Siyasi hayatında ki görevlerinden ve aktif pozisyonundan konuşan Türker; ‘’ Siyasette İl Disiplin Kurulunda görev alıyorum. Aslında aktif bir pozisyon… İl Yönetimi ile beraber seçiliyor. Her gün gidip sık toplantı yapmak gibi bir mecburiyeti yok. Bu nedenle şuanda işlerimle ilgiliyim. İş adamı kimliğiyle devam ediyorum ama siyasette aktif pozisyonum hala aktif hazırda var. Sağ olsunlar İlçe Başkanlarımızın daveti üzerine tüm İlçe kongrelerine gitmek istiyorum. Darıca ilçe kongresinde bulundum. Muzaffer beye başarılar diledim. Çayırova’da bulundum. İzmit, Gölcük ilçesinde büyün kongrelere vaktim olduğu sürece gidiyorum. Çünkü bunlar güzel şeyler. Bunlar bizim arkadaşlarımız. Onların yanında olup güç vermek istiyorum. Değişen arkadaşlarımın da yanındayım. Değişen arkadaşlarımda bu işe çok emek harcamış arkadaşlarım. Şuanda siyasi bir amacım, hedefim yok. İş adamı olarak hayatımıza idam ediyoruz. Ama gönlümüz, çalışmalarımız her zaman AK Partinin yanındadır. Bir ihtiyaç, teklif olursa her zaman hazırım’’ sözlerini kaydetti.

Vatandaşlarımız Görmüyor

Yerel yönetimin eksiklerini ve çalışmalarını değerlendiren Yekta Türker;’’ Muhakkak her yerde bir eksik olabilir. Yerel yönetimler bana göre şuanda iyi çalışıyor. Bu bölge halen göç alan bir bölge. Gebze, Darıca, Çayırova, Dilovası bölgesi yılda 30 binin üzerinde göç alan bir bölge. Göç almak demek yeni servis götürmek demektir. Yeni hizmet götürmek demektir. Yeni yol, alt yapı götürmek getirmek demektir. Bu göç aldığı sürece ki almaya devam edecek 2023’e kadar öyle gözüküyor. Belediyelerin öncelikli işi yeni yerleşim bölgelerine hizmet vermektir. Belediyeler çalışıyor. Bugün senin benim bilmediğim birçok mahalle asfaltlanıyor. Oraya bir alt yapı götürülmüş. Bunlar çok önemli şeyler. Bunların alt yapı kısmını biz görmüyoruz. Göremiyoruz. Vatandaşlarımız görmüyor. Gebze sadece yeni çarşı, Atatürk meydanı, eski çarşı veya Belediyenin olduğu bölgeden ibaret değil. Gebze çok büyük bir bölge... Gebze bugün köyleri ile beraber çok ciddi bir mahallelere sahip. Her köye, her mahalleye hizmetleri Belediye götürüyor. Yani eksikleri tabi ki olacaktır. Bunları da istişare ile çözüyorlar’’ ifadelerini kullandı.

Türkiye İçin Bir Şans

Şuan ki sistemin Türkiye için bir şans olduğunu dile getiren Yekta Türker, 2019’dan sonra bir tık daha çağ atlayacağını söyledi. İşadamı Türker; ‘’ Bir koalisyon dönemini Türkiye kapattı. Birçok geçmiş ülkede bu yok artık. Birkaç Avrupa ülkesinde devam ediyor. Onlarda koalisyon yüzünden şuanda sıkıntı yaşıyorlar. Almanya halen hükümeti kuramadı. Bir şekilde ticaretin ve işlerimizin yürümesi için istikrar olmak durumundadır. Ve tek başlı olmak zorundadır. Yani bugün kim %51 alabiliyorsa CHP mi alıyor. Tek başına kursun, tek başına konuşsun. Ama bir tane başkan direk gelsin hükümetini seçsin. Biz bunlarla artık vakit harcayamayız. Bunlar bizim üzerimizde oynana en kolay oyunlar. 2019 iyi bir yıl olacak. İyi bir seçim yılı olacak. Beklentilerim bu noktada yüksek’’ şeklinde konuştu.

Şehitlik Mertebesine Ulaşmak İsterdim

15 Temmuz gecesini yoğun duygularla ifade eden Yekta Türker, o geceki telaşını ve arzusunu belirtti. Yekta Türker; ‘’ 15 Temmuz gecesi haberlerde Boğaz Köprüsünün kapatıldığı fotoğrafı gördüğüm anda eşofmanlarlaydım. Anında pantolonlarımı giyerek süratle il binasına gitmek istedim. Eşim şuanda iyi bir zaman olmadığını söyledi. O dakikada giyindim. Ve beni arayan birkaç arkadaşımla Gebze İlçe Teşkilatının önüne geldim. Herhangi bir hareket görmedim. Görseydim Gebze’de duracaktım. Fakat hemen İl Yöneticisi olmam asabiyle ile gittim. İlde çok az sayıda insan vardı. Yeni bir olaydı. Darbe akşamı olduğu kesinleşmemişti. İl Başkanlığında yerimim aldım. Ve oradaki süreci oradan takip ettim. Ve daha sonra Cumhurbaşkanımız canlı yayına geçtikten sonra saatler sonra vatandaşımız dışarı çıktıktan sonra vatandaşlarımızla teşkilatlara teveccüh etti. Biz sabaha kadar o gün oradaydık. İldeydik. Tek yürek olarak orada kaldık. Yanımda olan arkadaşlarıma da teşekkür ederim.  Boğaz köprüsüne yakın bir yerde olsaydım da şehitlik mertebesine ulaşsaydım’’ vurgusunu yaptı.