Çalışan Gazeteciler ve Çakmak'ın Gafı..!

10 Ocak 2021 Saat: 18:24
DUAYEN / Ercan SARIÇAM

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle Gebze Belediyeler Birliği (GBB) , iki gün erkenden, 8 Ocak’ta bir etkinlik düzenledi. Davetliydik. Gölge Medya olarak Eray Sarıçam ve Gül Akdemir'le birlikte İcabet ettik. Konuyla ilgili yazımızı geç kaleme almış oluyoruz.
Yine de bir şeyler yazmak boynumuzun borcu.
Zira bu kentte 42 yıldır gazetecilik yapan ve ‘ Duayen’ olarak tanınan gazeteci olarak, o akşamla ilgili fikir beyan etmenin gerekliliğini düşünüyorum.
Gebze, Darıca, Çayırova ve Dilovası belediyelerinden oluşan ‘Gebze Belediyeler Birliği’, son birkaç yıldır benzer etkinlik düzenliyor. Bana göre bu jest, belediyelerin yerel basına olan saygısı ve beklentisiz samimiyetidir.
Konuya böyle bakmak lazım.
Hani bir deyim vardır ya; ‘’Yokluğu görmeyen varlığın kıymetini bilemez’’ diye. Bugün o etkinliği eleştirenlerin bu kafada olduğunu düşünmek doğru tespit olur. Önce Gebze Basını'nın nereden yereye geldiğini bilmekle eleştiriye başlanmalı. Tarih dersi vermeyeceğim. Bugün gelinen noktayı ve sayısı her geçen gün artan yayın organlarının ve gazetecilerin durumunu da anlatmayacağım.
Fazla uzaklara gitmeye gerek yok... Beş - altı yıl öncesi yeter.
Bırakın dünyanın her ülkesinde kutlanmayı, ülkemizde hemen her ilde 10 Ocak kutlanmasına karşın, Gebze’de böyle bir hareket yoktu. Bir Ahmet Oğuz, Levent Altun kendi imkanlarıyla bir şeyler yapmaya , gazetecileri bir araya getirmeye çalışıyordular. Bunları kabul etmek ve görmek vicdan meselesidir. Başlatan ise kulakları çınlasın Adnan Köşker'dir.
Yine son yıllara dönelim..
İşin siyasi boyutunu bırakın.. Kıskançlık ve riyadan da uzak durun. Kabul edilmelidir ki , Belediyeler Birliği bölgemiz basınının varlığını kendilerine hissettirmiştir. Yılda bir kez bile olsa gazetecileri bir araya getirmek, biz gazetecileri onurlandırmak önemlidir. Basına olan saygıdır. Yerel basını var saymaktır.
Yazacak kalem bulamadığımız günleri yaşadık. Oturacak masalarımızın olmadığı günlerden geldik. Askerin sansüründen geçtik. Karanlık odalarda fotoğraflar tap ettik. Teleksten haberler yolladık. PTT binasında karşı ödemeli telefon bağlantıları yaptırdık. Kurşun potada harfleri eritip entertipten yazılar dizdik. Ama hiçbir zaman bir belediyenin Çalışan Gazeteciler Günü kutlama etkinliğine şahit olmadık.
Şimdi her şey kolay, basit, hatta keyifsiz. Alın teri bile yok. Gazeteciliğin ne heyecanı var, ne de tadı. Dijital ortam, saniyelik haber hızı.
Dünya globalleşmiş.
Enformasyon olanca hızıyla yaygınlaşmış.
Haber, habercinin ayağına gelmiş.
Herkes çıt kırıldım olmuş..
Geçmişi bilmeden gazetecilik yapanlar, rahatlık görünce '' ne oldum delisi'' olmamalı.
O nedenle, eleştiri yaparken teşekkür etmesini de bilmeli insan. Beş yıl öncesine kadar üç gazetecinin bir araya gelemediği Gebze Basın'ında, bugün onlarca basın mensubu aynı havayı soluyorsa, onun da kıymeti bilinmeli.
Haa, o akşam yanlış olmadı mı? Oldu elbet.. Bunu da söylemeden geçmek yakışıksız kalır. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Yaşar Çakmak'ın gafı. Üstü örtülü, amacı belli gafı. Ne dedi Çakmak kürsüde: Beni üzen gazeteciyi üzerim.
Buyurun size bir siyasetçi endamı... Velhasıl olmadı, hoş durmadı, abesle iştigal oldu. Zira bir siyasetçi nerede, neyi, nasıl telaffuz etmesini bilmeli. Siyaset biraz da akıl işidir. O kadar gazetecinin gözünün içine baka baka, hele de gazeteciler gününde kalktıp ''Beni üzeni üzerim '' demek, akıl işi midir? Tehdid değil midir?
Neyse , her şeye rağmen şahsen o geceden onur duydum, mutlu oldum... Başta GBB Dönem Başkanı ve Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir, o'nun özel kalem müdürü Recep Karkoç ve emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Umarım bir daha ki seneye Yaşar Çakmak daha hazırlıklı ve bilinçli çıkar kürsüye.

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları