Kaçmak Çözüm Değildir: Teslimiyetin Sessiz Yükü

20 Haziran 2025 Saat: 15:35
Kaçmak Çözüm Değildir: Teslimiyetin Sessiz Yükü
Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi konu hakkında bilgiler verdi.
Her insanın iç dünyasında çatışmalar, kırılmalar ve çözülmemiş yaralar vardır. Ancak herkes bu içsel düğümlerle aynı şekilde başa çıkmaz. Bazıları yüzleşir, bazıları bastırır; bazıları ise sessizce boyun eğer. İşte bu yazı, kaçınarak yaşayan, sessizce teslim olan ve çoğu zaman “uyumlu” görünen ama içten içe tükenen insanların hikâyesine dairdir.
Teslimiyet mi, Savunma mı ?
Teslimiyetçi ve boyun eğici kişiler, yüzeyde sakin, uyumlu ve çevresiyle kolay geçinen bireyler olarak algılanır. Oysa bu uyumun altında çoğu zaman kaygı, değersizlik ve terk edilme korkusu yatar.
Bu kişiler çoğu zaman şu cümlelerle terapiye gelir:
“Kırılmak istemediğim için sessiz kaldım.”
“Bir şeyleri zorlamanın faydası yoktu.”
“O üzülmesin diye kendimi geri çektim.”
Bu ifadeler, aslında bir çatışmadan kaçınma stratejisidir. Yüzeyde ‘kabul’ gibi görünse de, derinlerde bastırılmış öfke, görünmeyen sınır ihlalleri ve içe yönelen kırgınlık birikir. Bu birikim zamanla depresif duygu durumlara, bedensel belirtilere ve kimlik bulanıklığına dönüşebilir.
Kaçınmanın Psikolojik Bedeli
Kaçıngan bireyler, sorunla yüzleşmek yerine dikkatlerini başka yöne çevirerek acıdan korunmaya çalışırlar. Ancak bu korunma, gerçek bir çözüm üretmez. Zihinsel olarak uzaklaşmak, duygusal gerçekliği ortadan kaldırmaz.“Sorunlardan kaçmak, dikkatini değiştirmekle mümkün değildir. Çünkü insan, eninde sonunda kendi içine döner.”
Bu cümle, teslimiyetçi yapıların temel çıkmazını özetler: Kaçmak rahatlatıcı bir yanılsama sunsa da, iç dünyada çözülmeyen duygular yeniden ve daha güçlü bir şekilde yüzeye çıkar. Bastırılan her duygu, içsel bir yankıya dönüşür. Zamanla, bu yankı kendi varlığımızı bastırır.
Terapide Ne Olur ?
Psikoterapide teslimiyetçi yapıya sahip bireyler, çoğunlukla “ne hissettiğini bilmeme”, “haklı olsalar bile kendilerini savunamama” ve “ilişkilerde sınır koyamama” şikayetleriyle gelirler. Terapist eşliğinde bu birey, kendi duygu ve ihtiyaçlarını keşfetmeye başlar. Bu süreçte;
Bastırılmış öfkeye temas edilir,
‘Hayır’ diyebilme kası çalıştırılır,
Sevilmek uğruna verilen ödünler fark edilir.
Birey artık kendini sadece başkasına göre şekillendirmekten vazgeçer ve ilk kez kendi ‘merkezine’ yerleşir.
Sonuç: Kendi İçine Dönmek Cesaret İster
Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi,'' Kendinden uzaklaşarak ilişkileri sürdüren, ‘uyumlu’ görünerek var olmaya çalışan bir yapı, aslında zamanla kendine yabancılaşır. Ancak dönüşüm, yüzleşmenin olduğu yerde başlar.Teslimiyetle değil; farkındalıkla, iradeyle ve kendine sadakatle yaşamak mümkündür.Ve bu farkındalık, çoğu zaman en derin yalnızlıklarda filizlenir.''dedi.

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız