Son zamanlarda art arda yaşanan kadın ve çocuk cinayetleri, toplumun vicdanını derinden yaraladı. Her gün bir kadının veya bir çocuğun canice katledildiği haberleriyle uyanıyoruz. Bu acımasız şiddet döngüsüne artık bir son verilmelidir. Daha kaç kadın ve çocuk şiddet mağduru olacak? Daha kaç hayat yitip gidecek? Bu cinayetler karşısında sessiz kalmak, failleri cesaretlendirmektir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek, kadınların ve çocukların yaşam hakkını hiçe saymak demektir. Şiddeti durdurmanın, faillerin cezalandırılmasının ve mağdurların korunmasının tek yolu, İstanbul Sözleşmesi’nin hükümlerinin tam anlamıyla uygulanmasından geçmektedir. Sözleşmeden çekilmek, şiddete ve cinayetlere davetiye çıkarmaktır. Bu kabul edilemez bir durumdur. İstanbul Sözleşmesi, derhal yeniden yürürlüğe girmeli ve şiddetle mücadelede somut adımlar atılmalıdır. Artık sabrımız tükenmiştir! Kadınlar ve çocuklar, bu ülkede can güvenliğinden mahrum bir şekilde yaşamayı hak etmiyor. Her gün cinayet haberleriyle uyanmak, toplumumuzun geleceğine kara bir leke düşürmektedir. Yetkililere sesleniyoruz: Daha kaç hayat kaybedilmeli? Bu şiddet döngüsü ne zaman sona erecek? İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden hayata geçirmek, kadın ve çocuk cinayetlerini durdurmak için en etkili yoldur. Adaleti ve insan haklarını savunan herkes, bu çağrının arkasında durmalıdır. Bizler, kadınların ve çocukların güvenliği için mücadele etmeye, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Bu ülkenin geleceği, kadınların ve çocukların can güvenliğiyle doğrudan bağlantılıdır. Şiddete karşı sessiz kalmayacağız, hesap soracağız! İstanbul Sözleşmesi yaşatır ve bu ülkenin her bireyinin yaşama hakkını güvence altına almak için bir an önce yeniden yürürlüğe girmelidir.