Kanser riskini menopoz değil ilerleyen yaş artırıyor

20 Ocak 2025 Saat: 10:30
Kanser riskini menopoz değil ilerleyen yaş artırıyor
Bir kadının yumurtalıklarındaki işlev kaybı nedeniyle hiç adet görmediği dönem menopoz olarak adlandırılıyor.

Halk arasında çoğu zaman bir hastalık gibi söz edilen menopozun bu yanlış algının aksine aslında bir hastalık değil, fizyolojik bir süreç olduğunu vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Dr. Cem Yalçınkaya, “Kadınlarda en sık karşılaşılan kanser türleri genellikle menopoz döneminde görülüyor ancak buradaki esas faktörün menopoz değil yaş olduğu unutulmamalı” dedi.

 Menopozun bir hastalık olmamasına karşın bazı rahatsızlıklara yol açabildiğini hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Dr. Cem Yalçınkaya, “Kadınlarda menopoz şikayetleri; diyet planları, egzersiz programları ve çeşitli ilaçlar gibi destek tedavilerle ortadan kaldırılabiliyor. Tüm dünyada kadınlar arasında en sık görülen meme, akciğer ve kolon kanserlerine bu süreçte daha sık rastlanıyor. Bu nedenle düzenli doktor kontrollerine menopoz döneminde de devam edilmesi erken tanı ve tedavi için çok önemli” şeklinde konuştu.

 Düzenli muayene için belirtiye ihtiyaç yok

Kadınların herhangi bir belirtiyi beklemeden düzenli olarak yılda bir kez jinekolojik muayenelerini yaptırmalarının hayati olduğunun altını çizen Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Dr. Cem Yalçınkaya, “Erken evrede tespit edilmiş jinekolojik kanserlerin neredeyse hepsinde kanserden tamamen kurtulmak mümkün. Hem kadınlarda hem de erkeklerde ilerleyen yaşa bağlı olarak kanser riskinin arttığı biliniyor. Menopoz sürecinin de 48 ve 50’li yaşlarda başlaması göz önüne alındığında özellikle bu dönem ve sonrasında sık görülen kanser türlerine karşı dikkatli olmakta fayda var. Hiçbir şikâyet olmasa da gerekli taramaların yapılması erken tanı için hayat kurtarıcı” uyarısında bulundu.

 Menopozda inatçı kaşıntılar kanser alarmı olabilir

Vajinal ya da rektal kanama, bölgesel inatçı kaşıntılar, geçmeyen şişkinlik, hazımsızlık, kabızlık ve ishal gibi belirtilerde zaman kaybetmeden jinekolojik muayene yaptırılması gerekir diyen Uzm. Dr. Cem Yalçınkaya, "Vajinanın dış tabakası olan vulvada görülen inatçı kaşıntıların altından nadiren de olsa kanser çıkabiliyor. Cinsel ilişki sonrası kanama ya da anormal akıntılar rahim ağzı kanserinin bir belirtisi olabilir. Şişkinlik, hazımsızlık, kilo kaybı, çabuk doyma gibi şikayetler ise, daha az görülen yumurtalık kanserine işaret edebilir. Kolon kanseri de kabızlık, ishal ve rektal kanama gibi şikayetlerle kendini gösterebilen bir kanser türü” dedi.

HPV aşısı hayat kurtarıyor

HPV pozitif kişilerin sık taramalarla yakından takip edilmesi gerektiğini dile getiren Dr. Yalçınkaya, “Bilindiği gibi HPV taşıyıcısı olmak, serviks yani rahim ağzı kanseri için başlı başına yüksek bir risk bu yüzden 30 yaşından sonra her kadının, herhangi bir şikâyeti olmasa bile 3-5 yıllık periyotlarla HPV testi yaptırması öneriliyor. Tüm dünyada 150’den fazla ülkede ulusal aşı programında yer alan HPV aşısı, ülkemizde isteğe bağlı olarak yaptırılabiliyor” diye konuştu.

Aşının, virüsün sebep olduğu rahim ağzı kanseri riskini azalttığının bilimsel olarak kanıtlandığını vurgulayan Dr. Cem Yalçınkaya, “Herhangi bir ciddi yan etkisi olmayan aşının, 9 yaşından sonra cinsel aktivite dönemine girilmeden yapılması öneriliyor ve bu sayede ömür boyu koruma sağlıyor. Cinsel aktif olanların ise 45 yaşından önce yaptırmaları tavsiye ediliyor. 15 yaşa kadar 2 doz uygulanan aşı, 15 yaşından sonra yaptıranlar için 3 doz olarak düzenleniyor. Erkekler ve kadınlar arasında doz farkı bulunmuyor. Aşının 45’ten sonra bir yaş sınırı yok ancak koruma etkisi, yaş ilerledikçe azalıyor. Bu nedenle 9 yaş itibariyle ne kadar erken yaptırılırsa o kadar faydalı” dedi.

 Menopoz dönemi kanser tedavi sürecini zorlaştırabilir

Adetin kesilmesiyle oluşan bazı şikayetlerin kanser tedavisi gören kadınları zorlayabildiğini söyleyen Dr. Yalçınkaya, “Sıcak basmaları, gece terlemeleri, duygu durum değişiklikleri, vajinal kuruluk ve buna bağlı ilişkide ağrı duyma gibi bazı semptomlar, kanser tedavileriyle birleştiğinde daha şiddetli hissedilebilir. Bu şikayetleri hafifletmek için hormon ya da hormon dışı ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri, akupunktur veya meditasyon gibi tedavi seçeneklerine başvurulabilir. Her bireyin durumu farklı olduğu için tedavi yöntemleri konusunda doktorların hastalarıyla konuşarak kişiye özel tedavi planı oluşturması önemli” şeklinde konuştu.

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız