''Sözünün esiri iş adamıyım ''

16 Ocak 2023 Saat: 17:59
''Sözünün esiri iş adamıyım ''
DDC Şirketler Grubu Başkanı, iş insanı MUHAMMET ÖZTÜRK'le ticaretten siyasete, hedeflerinden aile yaşamına herşeyi konuştuk.

Hayatımın gündeminde kızım var, onu bırakıp işe gelmekte çok zorlanıyorum. İşim biter bitmez de eve koşuyorum.

Pandemide maske atölyesi kurdum. O dönem birkaç makine aldım, maske imal ettik. Bulgaristan, Almanya, Romanya  ve Ukrayna'ya maske gönderdik. 

GTO seçimlerinde bir iddiam olmamasına rağmen, Nail abiye olan sevgim ve saygımdan dolayı mesai harcadım,  her anında Nail abinin yanında olmaya çalıştım.

Yoğunluğumuz kömür işinde. Hem kış olmasından, hem enerji krizinden dolayı  yatırımızın büyük bölümünü kömürde tutuyoruz.

Millet olarak kredi ile yaşayan bir milletiz. Ekonomik daralmaya gittik.  Geçen sene 'tır alıyoruz ' deseydik beş-on tırı aynı anda alabilirdik. Şimdi tek tek almak zorundayız.

Milliyetçiyim. Irkçılık anlamında demiyorum bunu. Benim eşim de Kürt. Ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunuyorum.

Önümüzdeki seçimleri muhtemelen AK Parti  gene kazanır. Çünkü karşısındaki muhalefet,  altılı masa milletin çoğunluğunu kapsayacak  türden değil. Kılıçdaroğlu ve Akşener’in kazanacağını düşünmüyorum.

 

Fotoğraf: Gül AKDEMİR

İstanbul Kaynarca'da, hemen E-5'in üzerinde bulunan Varyap Plaza'nın üçüncü katına çıktığımızda aklımızda onlarca soru vardı. Zira röportaj yapmak için randevulaştığımız iş insanı herkesin merak ettiği, son yıllarda da iş hayatında zirve yapmış bir insandı. Gençti, oldukça kültürlü ve eğitimli olduğu biliniyordu. Kimine göre 'kabadayı' , kimine göre ise yetenekli ve krizleri fırsata çevirebilme başarısını gösterebilen bir insandı. Merakımızın artması, us'umuzdaki soruları kendimizce sıralamamızın bir sebebi de buydu.

Kapısında ''DDC Şirketler Grubu '' yazan 246 numaralı ofisin zilini çaldığımızda karşımızda güler yüzlü bir personel bulduk. Bütün sıcaklığıyla '' Hoş geldiniz.'' diyerek önce bekleme salonuna davet etti.  Bir kaç saniyelik bekleyişten sonra , 'Buyurun, Muhammet Bey sizi bekliyor ' tebessümüyle, o çok merak edilen  iş hayatına damga vurmuş insanın, Muhammet Öztürk'ün odasına giriyoruz.

E-5'e kuş bakışı bakan çalışma odası geniş ve olabildiğince büyük pencerelere hakim. Tam karşımızdaki deniz ve tersaneler manzarası panaromik bir görüntü kazandırıyor ofise. Oldukça şık, modern bir o kadar da göz yormayan çalışma odasının tam orta yerinde alışık olmadığımız bir makam masası var. Toplantı masası ile makam masası birbirine  bitişik özel  tasarlanmış.  Makam koltuğunda oturan ile misafirler arasında daha sıcak bir bağ oluşturmak için dizayn edilmiş. Masanın karşı duvarını boydan boya kaplayan devasa televizyon,  odaya farklı bir hava katmış. Ekrana yansıyan görüntüler bir sinema solonundaymış gibi  nostaljik  film kokusu yayıyor içeriye. Ama sadece bunun için değil, 7/24 kayıt altında bulunan güvenlik kameralarının görüntüleri ve lojistikte hizmet veren araçların her halleri an be an takip edilebiliyor ekrandan.

Biz gördüğümüz manzaranın etkisiyle çevreyi kolaçana dalmışken ;  orta boylu, renkli gözlü, fit vücut hatlarına sahip , sarı sakalaları yüzüne  yakışmış iş insanı Muhammet Öztürk, pırıldayan gözleriyle bakarak 'Hoş geldiniz'' diyerek elini uzatıyor. Daha ilk dakikalarda pozitif enerji yayıyor üzerimize. Konuşurken tebessüm etmesi, göz bebeklerini gözlerimizin içinde gezdirmesiyle beden dilini de çok iyi kullandığını anlayabiliyoruz. Mükemmel diksiyonu , diyaframından çıkan tok ses tonu Muhammet Öztürk'ün , iletişimde de becerikli olduğunu dışa vuruyor.

Karşılıklı oturup hal hatır faslından sonra kahvelerimiz eşliğinde sohbete başlıyoruz. Genel Koordinatörümüz Gül Akdemir bir yandan ses kayıt cihazınızın play düğmesine basıyor, diğer yandan da  doğal fotoğraflar yakalamaya çalışıyor, samimi sohbetimiz içinde.

Beş farklı sektörde girişimleri olan, iş dünyasına çıraklıktan başlayıp  tırnaklarıyla kazıya kazıya zirveye çıkan  Muhammet Öztürk'ün çok ama çok yoğunluğu hiç susmayan telefonlarından da anlaşılıyor.

Öyle ki, kendisine ' Muhammet Bey, lütfen telefonu sessize alabilir misiniz, konsantremiz bozuluyor.' demek zorunda kalıyoruz. Bunun üzerine asistanına telefonu teslim edince  derin bir oh çekiyoruz. Röportaj sırasında arada bir,  biri giriyor biri çıkıyor. İş proğramlarıyla alakalı sürekli bilgi paylaşımı yapıyorlar Öztürk'le. Asistanı gidiyor, işletmeler müdürü geliyor, o gidiyor finas müdürü giriyor, o çıkıyor, maden sorumlusu geliyor vs... Sonunda bu trafiği de asistanına 'Bir saat kimseyi odaya almayın. ' talimatıyla önüne geçmiş oluyor.

Evet, herkes gibi bizlerinde çok merak ettiği bu başarılı iş insanıyla sohbete başlıyoruz. Bütün merak ettiklerimizi soruyoruz, o tüm samimimiyetiyle  cevaplar veriyor. Sohbet boyunca  görüyoruz ki, Muhammet Öztürk pek çok iş adamının aksine üzerinde 'kibir' gömleği bulundurmayan birisi. Doğal, sade, yalın ve candan bir insan. 'Belki de başarısının sırrı bu'' diye geçiyor içimizden.

O'nu dinledikçe gizli dünyasını , aile yaşamını, özel hayatını, ticaretteki başarıları ve hedeflerini de öğrenmiş oluyoruz. Ülkemize ve bölgeye dahil düşüncelerini de açıkça dillendirme cesareti içinde olan iş adamı.

EŞİNE AŞIK BİR KOCA

Üç üniversite mezunu Öztürk kimilerine göre ''Kabadayı'' , kimilerine  göre ''Mert Adam'', kimilerine göre '' Cesur Yürek'' , kimilerine göre ''Dost-Kardeş-Ağabey'' , kimilerine göre ise 'İş İnsanı'' .

Muhammet Öztürk'ü dinlerken anlıyoruz ki ;  her şeyden önce o, eşine  çok aşık bir koca, çocuğuna muntazam düşkün bir baba, harika bir ev  reisi.  Böyle bir insanla sohbetin keyfini  yaşarken ' Kabadayılık yönünüz de konuşuluyor, bu nedir?' diye sormadan edemiyoruz.

''Herkes ekmeğinin, aşının, işinin kabadayısıdır. Ben ülkeme, bayrağıma, işime, eşime, çocuğuma aşığım. Kabadayılık bu olsa gerek '' diyor.

GÜVENİLİR OLMAK BAŞARININ YARISIDIR

İş dünyasında çok saygın bir yer edinen Öztürk'e bunun sebebini sorduğumuzda aldığımız cevap şöyle oluyor; '' Bir insan önce güvenilir olmak zorunda. Özel hayatta da , iş hayatında da bu böyledir. Ne kadar güvenilir olursanız, sözünüzün eri olursanız her daim , her alanda başarılı olursunuz. Ben, sözünün esiri iş adamıyım. Bu karakterimi bilen işverenler,  çalıştığımız bankalar, çözüm ortağı olduğumuz işletmeler,  yanımda çalışan 100'e yakın arkadaşlar ve herkes bunu bilir. Sözün senet olduğu mantıktayım halen.  Güvenilir olmak başarının yarısıdır zaten. Bu nedenle iştiğalimizde bulunan iş kollarımız ve yatırımlarımızda yer alanlar sağ olsunlar sever, sayarlar.''

Muhammet Öztürk 1977 doğumlu. İş koşturmaları nedeniyle geç evlenmiş, babalığın tadına geç varmış birisi. 15 gün öncede ikinci kez baba olacağının müjdesini alınca dünyalar bir kez daha o'nun olmuş. Bunu anlatırken gözlerinin içi gülüyor, mutluluğu yüzüne yayılıyor.

Eşi Hatice hanım'a ise delice tutkun, kör kütük aşık. Eşine çok değer  verdiğini, çok sevdiğini , evliliğe giden yolda yaşadıklarını anlatırken anlıyoruz.

''43 yaşında evlendim. Bu yaşa kadar hiç evlenmemiş bir erkekte evlilik korkusu olabiliyor. Yani bu saatten sonra evlenip nolacak diyebiliyor insan. Ama  ben eşime aşıktım ve arkadaşlığımızı evlilikle taçlandırmaya karar verdim. Her insanın hayatında bir dönem sıkıntılı dönemler olabiliyor.  Benimde bir 10 yıl kadar sıkıntılı dönemim oldu. O yıllarda Hatice hanım bir an olsun yalnız bırakmadı, hep yanımda oldu, arkamda durdu. Onda moral buldum, umut buldum, dünyayı buldum. Ve evlenmeye karar verdim. Çok mutlu ve iyi giden bir evliliğimiz var. İkinci çocuğuma kavuşacağız inşallah. '' sözleriyle  eşine ve aile hayatına verdiği değeri dile gitiriyor.

HEDEFİM ÇOK ŞİRKETLİ HOLDİNG OLMAK

DDC Reklam, DDC  Lojistik, DDC  İnşaat ve  DDC Maden'in, DDC Enerji  velhasıl ''DDC Şirketler Grubu '' Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Öztürk'ün önünde iki  büyük hedefi olduğunu anlamakta zor olmuyor. İlki lojistikte büyümek. Tır filosunu artırmak. Bunu açıklarken şu ifadeleri kullanıyor; '' Özellikle pandemi sonrası ülkemizde ye-iç  ve giyim kültürü değişti. İnsanlar artık bu ihtiyaçlarını internet ortamından tedarik ediyor. Bu da lojistik demektir. Şu an öncelikli hedefim tır filomuzu onbeşe çıkarmak. Bu yönde yatırımlarımız ve temaslarımız devam ediyor. ''

''Ya sonraki hedefiniz, en büyük hedefiniz nedir?'' diye  soruyoruz... ''Allah nasip ederse, ülkesine faydalı olan, iş istihdamını artıran, vatana- millete katkı sunacak  çok şirketli bir holding olmak.''

İş insanı Muhammet Öztürk, ticari faaliyetlerinden  fırsat buldukça sporla da ilgileniyor. Özellikle futbol ilk sırayı yer alıyor. Geçmiş yıllarda Uzakdoğu sporlarıyla (karate-kungfu-judo) ile ilginmiş ama şimdi fitnessi es geçmiyor. 'Kasları sağlıklı ve  zinde turmak için hergün fitness yapıyorum' diyen Öztürk futbol sevdasıdan vaz geçmiyor, fırsat buldukça iyi bir seyirci olarak futbola yakın duruyor, hatta sponsorluk desteği veriyor.

Konu futboldan açılmışken tam da bu arada soruyoruz ; 'Geçtiğimiz aylar Şener  GYD Yaz Futbol Turnuvası düzenlendi. Siz de sponsordunuz. Turnuva  ve Şener Yılmaz hakkında ne düşünüyorsunuz?'

ŞENER GYD TURNUVASI ÇOK BAŞARILIYDI

- Şener Yılmaz iyi bir kardeşimdir. Çok başarılı bir gayrimenkul firmasının patronudur. İlişkilerimiz çok iyi. Gece veya gündüz arasam 'Şener Bey, şu an falan dağdayım, burada bir arazi var, ne dersin' desem,  hiç düşünmeden o vakit yanımda olur. Böylesi bir abi-kardeşliğimiz var. Ayrıca düzenlediği turnuva çok başarılıydı. Kendisine yakışanı yaptı. Özellikle final ve ödül gecesi harika oldu. Bende eşimle katıldım. Bir halı saha turnuvasından çok  ulusal bir futbol şöleni havasında gerçekleşti. Tebrik ediyorum.  Kendisini o anlamda desteklemeye devam edeceğim.

Muhammet Öztürk'le olan sohbetimizde konu konuyu açtıkça, konuştukça konuştuk, tanıdıkça tanıdık o'nu. Merhametli bir insan , vatansever bir yurttaş olduğunu gördük. Çok şey sorduk, çok net cevaplar aldık.

İsterseniz geri kalan kısmı kendisinden dinleyelim.  Keyifli sohbetten bizde kalanları virgülüne dokunmadan aktaralım. Buyurun efendim...

GÖLGE- Muhammet Öztürk kimdir?

ÖZTÜRK- 1 mayıs 1977 de Çayırova'da  doğdum.  İlkokulu Çayırova'da okudum . Şimdi okulu Necmettin Erbakan Kültür Merkezi yaptılar.  Okulun yakınında postane vardı evim o sokaktaydı.  Babam cami hocası ve kurs hocasıydı. Aileden gelen dine bağlılık var. İlkokuldan sonra imam hatipte okudum. Üç tane üniversite bitirdim. Kartal da yaşıyorum.  Evliyim bir çocuğum var. İkinci çocuk yolda. Hayatımın gündeminde kızım var onu bırakıp işe gelmekte çok zorlanıyorum. İşim biter bitmez de eve koşuyorum.

GÖLGE- Üç üniversite bitirdiğinizi biliyoruz. Okuduğunuz bölümler nedir?

ÖZTÜRK- At antrenörlüğü,  atları çok severim, Adalet , Türk Dili ve Edebiyatı bitirdim. Birkaç tane daha üniversiteye başlayıp yarım bıraktım. Bir dönem sıkıntılı süreç yaşadığım için devam etmedim.

GÖLGE- İlk ticaretiniz nasıl oldu?

ÖZTÜRK- 1994-1995 yılında döviz bürosu ve ithalat ihracat şirketi vardı , babamın arkadaşının yanında çırak olarak başladım.  Daha sonra kendim otomobille ilgili ticaret yapmaya başladım. Ufak bir sermayem vardı , Kartal'da her hafta pazar oluyordu o zamanlar, hem araba satıyorduk hem alıyorduk.

GÖLGE- Galeri dışında hangi  ticaretiniz oldu?

ÖZTÜRK- Kardeşim  ile birlikte market ve kafeterya  yaptık.  Gebze'de kafe , Çayırova'da market. 2017 'de Öztürk  inşaat şirket kurdum.  2018 de DDC Dijitali kurdum. 2019 yılında İsa Çakmak  kardeşim DDC Reklam'da ticari olarak  bir sıkıntı yaşamıştı. Bende yatırım arıyordum o arada İsa ile ortaklık kurduk.  İsa,  DDC Reklam'da  e-bebek ve fileleri, ikea, Atasun optiklere dijital reklam ve baskı, totem, otomatik kepenk gibi avm ve dışarıdaki mağazaların giydirmelerini yapıyordu. Şuanda açık hava reklamcılığı devam ediyor.  Pandemi de maske atölyesi kurdum. O dönem birkaç makine aldım maske imal ettik. Bulgaristan, Almanya, Romanya ve Ukrayna'ya maske gönderdik.  Sonrasında hükümet  şöyle bir durum çıkardı ; üç maske önce birebirdi.  'Bir maskeyi ihraç ediyorsan bir maskeyi bana vereceksin hibe olarak.' dediler.  Sonrasında üçte bire indirdi ama Çin hükümeti piyasaya bir girdi , bizim sattığımız yerlerde bizim maskelerimiz yüksek fiyatta kaldı. Makineleri devrettim bu işi bıraktık.  Bu arada iş makinalarımız var. Ekskavatör.  Bunları kiraya veriyoruz. Sanayide kullanılan fabrikaların yaktığı  kömür yapıyorum.  Yerli kömür şuan da çok kıymetli bir hale geldi.  Yoğunluğumuz kömür işinde. Hem kış olmasından, hem enerji krizinden dolayı yatırımızın büyük bölümünü kömürde tutuyoruz.

GÖLGE- Kömür nereden geliyor?

ÖZTÜRK- Malkara ve Soma'dan.  Bursa, Adapazarı, Bolu tarafına da satılıyor.

GÖLGE- Kömür sektörüne yatırım yapacaksanız tır almayı düşünüyor musunuz?

ÖZTÜRK- Lojistiğe ciddi bir yatırım yapacağım. En az on beş tane tıra kadar çıkmayı düşünüyorum.

GÖLGE-  Sakıncası yoksa şirket yönetiminiz hakkında bilgi verebilir misiniz?

ÖZTÜRK- Hayır yok tabi. Biz şeffat bir şirketiz ve şirket yapılanmamız, yönetim şemamızda açıktır. Mesela; Bursa şubemiz DDC Enerji'nin başında  kardeşim Mahmut Öztürk var. Enerji yaptırımlarımızı yönetiyor.Şirketimizin  Finans Müdürü eski dostum Alp Birkan'dır. Şirket yönetiminde büyük yükümü alıyor, işimi kolaylaştırıyor. Yine şiketimizin  bazı projelerinde ortaklığı bulunan , çok yakın dostum Yahya Kemal Beşiroğlu var.  Şirketle ilgili kritik kararlar verirken, birlikte olmamız güç ve güven veriyor. Bu yol arkadaşlarım  yani Mahmut Öztürk,  Alp Birkan ve  Yahya Kemal Beşiroğlu şirket hissedarlarıdır da. Her birinin emeği, katkısı çok. Bu vesileyle kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.

GÖLGE- Ülke ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

ÖZTÜRK- Çok bozuk. Malın karşısında para değer kaybetti. Bir yıl boyunca bir liramızı iki lira yapmaya çalıştık, bazılarımız yaptığımızı düşündü ama on beş gün içerisinde bir baktı ki,  eskiden bir liramız araba alıyordu şimdi iki liramız aynı arabayı almıyor. Dolayısıyla bir ayda fakirledik. Sermayemizin alım gücü düştü.  Kredi kullanmak çok zor bir hale geldi. Millet olarak kredi ile yaşayan bir milletiz. Ekonomik daralmaya gittik.  Gecen sene tır alıyoruz deseydik beş-on tırı aynı anda alabilirdik. Şimdi tek tek almak zorundayız.

GÖLGE- Ekonomi nereye gidiyor?

ÖZTÜRK- Halkın satın alması azalınca alım gücü azaldı, almayı durdurduk.  Galerici arkadaşımın elden ele araç satısı yavaşladı, gayrimenkulcü arkadaşımın ilk zamanki gibi hızlı satışı yok , bu durumlarda otomatikman malın  değerinin düşmesine sebep oluyor.

GÖLGE- Muhammet Öztürk siyasetin neresinde?

ÖZTÜRK- Milliyetçiyim. Irkçılık anlamında demiyorum bunu. Benim eşim de Kürt. Ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunuyorum.

GÖLGE- Kendinizi hangi partiye yakın görüyorsunuz?

ÖZTÜRK- Şuan da ekonomiyi düzeltecek kimse, ben onu desteklerim . Hangi parti olduğu önemli değil.  Önce karnımızın doyması lazım sonra siyaset.

GÖLGE- Önümüzde seçimler var, yedi ay sonra gerçekleşecek. Seçimlere nasıl bakıyorsunuz?

ÖZTÜRK- Muhtemelen AK Parti  gene kazanır. Çünkü karşısındaki muhalefet altılı masa milletin çoğunluğunu kapsayacak  türden değil. Kılıçdaroğlu ve Akşener’in kazanacağını düşünmüyorum. Ben şahsen Pazar günü sabahı kim için oy kullanacağım diye bakarım. Bir Pazar günüm var sabahın köründe kalkıp buna değecek biri olması gerek.  Kemal Kılıçdaroğlu için gitmem, Meral Akşener içinde gitmem, İmamoğlu içinde gitmem. Tayyip Erdoğan içinde gideceğimi sanmıyorum,  çünkü artık o tamam. Beş sefer herkes onun için sandığa gidiyor zaten. Pazar sabahı yatmayı yeğlerim.

GÖLGE- Ticari hedefiniz nedir?

ÖZTÜRK- Lojistiğe yatırım yapmak istiyorum.  2019'dan beri Pandemi'den sonra  üretim sıkıntısı var. Şuanda Avrupa’da enerji krizi var, bu da üretimi azaltacak.  Ülkeye sıfır araç girmiyor. Mercedes’e gidiyorum  en az altı ay sonra geleceğini söylüyor.  Ticari taşıt almak için gidiyorum.  Ama taşıt yok.  Bir ay uğraştık tır kovaladık, anında alabilecekseniz almanız gerekiyor, o anda hazır değilseniz  hemen başka birisi gelip alıyor. Sıfır araçta ise altı-yedi ay sonrasına gün veriyorlar.  Tır almak istiyorum on beşin üstüne çıkmamayı düşünüyorum. Lojistik deposu açmak istiyorum. 

GÖLGE- Sporla aranız nasıl?

ÖZTÜRK- Fitness yapıyorum.  Çocukken Uzakdoğu ve boks gibi sporlara hevesliydim. Belirli saatlerde yürüyüş yapıyordum.  Futbollada aslında  Şener Yılmaz beyden dolayı ilgileniyorum.  Sporun her türlüsünü desteklerim.

GÖLGE- Muhammet Bey, yakın geçmişte GTO seçimleri yapıldı. Ve Nail Çiler üçüncü kez  kazandı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

ÖZTÜRK-  Öncelikle şunu söyleyeyim;  Gebze Ticaret Odası seçimlerinde bir iddiam olmamasına rağmen, Nail abiye olan sevgim ve saygımdan dolayı mesai harcadım,  her anında Nail abinin yanında olmaya çalıştım. Nail Çiler başkan ile aramızda  bir abi kardeşliğimiz var. Bununlanda gurur duyuyorum. Ayrıca bilinen, görünen şöyle bir gerçek de var ; Nail Çiler dönemlerinde  GTO ve dolaysıyla Gebze basamak atladı. GTO , ilçeler arasında Türkiye'de model oldu, birinciliğe çıktı. Hatta illerdeki sanayi odalarının pek çoğu GTO kadar performans sergileyemedi. Nail başkanın bölgemize iş insanına, eğitime, vatandaşa yönelik kazanımlarını herkes biliyor. Sıradışı bir başarı elde eden insan. O yüzden de seçimlerde bütün üyeler etrafında kenetlendi ve aday bile çıkmadı. Gebze, Nail Çiler gibi bir insana sahip olduğu için gurur duyuyor.

GÖLGE- Muhammet Bey , bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz. Yolunuz açık, ticaretiniz bereketli olsun.

ÖZTÜRK- Ben de size ilginizden dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca  Gölge Dergi uzun yıllardır  takip ettiğim bir dergi. Çok istikrarlı ve başarılı bir derginiz var. Sizlere de kolay gelsin.

        

 

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız