Dosta doğru...

26 Ağustos 2023 Saat: 13:44
Mehmet ÇİÇEK

Uzun süredir medyadan uzak durmaktaydım. Kendimce emeklilik yaşayarak torunlarımı sevecek,  onlarla oynayacaktım. Onlarla adeta çocukluk yaşayacaktım.  Geçtiğimiz günlerde dostum Sarıçam'ı ziyaret ettim.  Kadim dostumla biraz sohbet ettik,  medya yönünde anılarım depreşti. Beni heyecanlandırdı , yenide farklı bir yazı dizisiyle eski ve yeni okurlarımla buluşmak istedim.

Evet,  yeniden  ''merhaba''  diyerek sizlere dosta doğru yazı dizisi adı altında dostluk,  arkadaşlık, ahta vefa gibi hususları işleyerek daha farklı bir nostalji yaşamak ve yaşatmak istedim.

Yıllar o kadar çabuk geçti ki,  bir zamanlar Posta gazetesinin imtiyaz sahibi ve Genç  FM radyosunun sahibi olarak,  gerek basın sektöründe gerekse siyasi hayatta çok heyecanlı ve haraketli günler yaşmaktaydık. Meslektaşlarımızla çok güzel dayanışma çok güzel diyaloglarımız vardı.  İmtiyaz sahibi olduğum Posta gazetesi  isim hakkı nedeniyle o dönemki Doğan Gurubu ile isim hakkı üzerinde bir anlaşma sağlandı,  ancak Doğan Gurubu sözünde durmadı. Allah rahmet etsin,  avukatım emekli hakim Nafiz Elagöz  uzun yıllar Doğan Gurubu'yla hukuk savaşı verdi. Diyebilirim ki, avukatım emekliliğini bu yolda heder etti . Çoğunuz bilirsiniz eski İstanbul  Adliyesi,  şimdilerde ise en çok dizi filimlerinde kullanılan tarihi adliye  binasına, yıllarca gidip geldik. En sonunda avukatımı bir trafik kazasında kaybedince,  bende davayı takip etmedim ve etmek istemedim.

Yıllarca farklı iş kollarında mücadelelerimizi verdik , kiminde başarılı olduk kiminde başarısız. Bu arada ihaneti gördük,  kalleşliği gördük,  adam satmacılığı gördük , yüze gülüp arkamızdan iş çevirenleri gördük,  bir elin parmakları kadar az denecek derecede adam gibi adamları da gördük.  Ahte vefayı da gördük , başımız dardayken alo dediğimizde sebebini soranı da gördük,  'hemen geliyorum' diyeni de gördük.  Yaşadığımız bu hayat bize çok ders verdi,  çokta ders verdirdi. Şimdi ise anılarımızı yazar gibi makale olarak yazmak,  anılarımızı tazelemek dostlarımızı yad etmek istedim.

Eskiler daha çok iyi bilir,  iyi tanır . Halen ismi  ilçemizde  birkaç yerde bulunmaktadır. Örneğin Alaettin Kurt Stadı.  Rahmetli Kocaeli  Milletvekili , değerli dostum,  değerli büyüyüm Alaettin abi.  Kendisini çok sever ve sayardım. Gebze'ye büyük emeği,  büyük hizmetleri olmuştur. Onu da buradan rahmetle anmak istedim.  Dediğim gibi eskiler hatırlar kendisini,  eşini ve oğlunu 99 depreminde kaybetmiştik .

YAZI KONSEPTİMİZDE ADI GEÇEN VEFAYLA İLGİLİ BİRKAÇ ÖZEL ALINTI SÖZLERİDE SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTEİRİM;

 

*Kimseden vefa görmesem de,  vefa göstermeye devam edeceğim. Diyor Hz. Ali

*Köpeği köpeklikten çıkartıp insana dost yapan “sadakat ve vefa”dır. İnsanı insanlıktan çıkartıp köpekten daha aşağı yapanda, sadakatsizlik ve vefasızlıktır.(Mevlana)

 

*Aklını başına al da, fanî olan bu dünya zindanında kimseden vefa arama! Bu dünyanın vefası bile vefasızdır. (Mevlana)

*Her kimden vefa istediysem ondan cefa gördüm; kimi gördüysem vefasız dünyada, onun vefasızlığını da gördüm.( Fuzuli)

 

*İnsanlarda bir vefa görmedim. O yüzden de canı gönülden Allah’ın vefasını seçtim. (Feridüddin Attar)

*Bilesiniz kıyamet günü ahdini tutmayan her vefasıza, vefasızlığın derecesine uygun bir bayrak dikilecek, böylece vefasızlığı teşhir edilecektir. (Ebu Saidil-Hudri)

*Vefayı hak  eden muhakkak vefa görecektir.İnsanlardan da,onları yaratandan da (Nureddin Yıldız)

 

*Gönülde sevgi ve sadakat varsa. Serde mertlik ve ahde vefa varsa. Ser verilir, sır verilmez! Can verilir, yar verilmez! Bekleyene de bekletene de eyvallah!

*Cömertlik olmayınca malın, vefa olmayınca arkadaşın hayrı yoktur. (Ahmet Bin Kays.)

*Hayat, kıymet bilenlerle yaşanacak kadar  güzel. Vefasızlar için israf edilmeyecek kadar değerlidir.

 

*Vefalı insan; birçok zararınızı da görse, bir iyiliğinizi unutmaz. Nankör insan; bir tek zararınızı görse, bütün iyiliklerinizi unutur.

*Edebin başı akıllıca hareket etmektir. Yapılmayan, yerine getirilmeyen sözde hayır yoktur. Cömertlik olmayınca malın, vefa olmayınca arkadaşın hayrı yoktur. (Ahmet Bin Kays)

*Karanlık bir kuytu İçinde zehirli yılanlar dolu, sen atlamayı düşündüğünde dostun çoktan oraya atlamış olsun ki; vefalı olduğundan bahsedebilesin. (Anonim)

*Dostunu iyi seçin dostum dediğiniz vefasız çıkabilir, sizi düşmanlarınız değil de dostum dedikleriniz yıkabilir.

Dost, sorgusuz sualsiz kanbağı olmadan var olan kardeştir. (Ercan Sarıçam)

Evet sevgili dostlar; bu örneklerden sonra birkaç satır daha ekledikten sonra bu günkü yazımıza sön vererek devamı haftaya diyeceğiz.  Başta da dediğim gibi işimiz gereği karakterimiz  gereği,  halkala ilişkilerimizin aktifliği gereği,  bir hayatımızın çeşitli dönemlerinde hayatımıza yeni insanlar girdi,  yeni arkadaşlıklar oluştu.  Kimi geldi, kimi gitti.  Hayatımıza girip çıkanlarda bir çoğu hoş sedalar bıraktı, bir çoğu da ah ve beddua  aldı.

Evet, hayatımızda kötü anı olarak iz bırakanları anmak, isimlerini telefuz ederek ifşa etmek, ne bana yakışır nede ahlaki bir durum olur.Anılarımda kötü yönde iz bırakanları ödüllendirmek istemiyor,  isimlerini de zikretmiyorum.

Ancak; hayatımda taktireşayan,  düzgün, dürüstlük abidesi diyebileceğim bir çok insan tanıdım,  kendi hakkından önce başkalarının hakkını savunan, onları kendisnden önde tutan, bir çok kişi tanıdım.  Bu arada hani derler ya ''sarraf sarraf mesleğinin sarrafıdır''  bende adeta insan sarrafı oldum.

Bu makalemde örnek olsun diye son dönemlerimde tanıdığım bir dostu anmak istiyorum. Yukarda saydığım hitaplarıma laik fazlası var eksiği yok,  adam gibi adam derler ya, iyi bir dost , dürüst bir arkadaş,  iyi bir evlat,  mükemmel bir eş,  işine sadık , dostuna sadık, üstelmiş olduğu misyonuna sadık,  görevinin gerekliliğini her şeyden üstün tutan bir dost, bir arkadaş MURAT POLATEL. Kendisi nazarımda eşi bulunmayan bir insadır. Kendisi Ardahanlı öğretmen bir aileden gelen eğitimci ve bir çok dalda kendisini geliştirmiş, uzman denilecek kadar geliştirmiş bir dost, sadakat  bilinci yüksek, vefa ilkeleri olan,  ihanete kapalı, ihanete asla pirim vermeyen bir dosttur. İyi ki kendisini tanıdım, onu defalarca sizlere anlatsam yine de tam anlatmamış olurum, eksik anlatmış olurum. Ancak söylediklerimden,  anlattıklarımdan yola çıkarak dostun nasıl olduğunu,  nasıl olması gerektiğini sevdiğim dostum MURAT POLETEL'i örnek gösterdim. Bu da gaye net anlaşılmıştır. 

Son olarak güzel bir örnekle makalemize son verelim.  İslâmî dostluk kavramı, batılı hayat tarzındaki dostluk kavramından apayrıdır. Çünkü bu dostluk, yüzeysel bir dostluk olmayıp, sorumluluk, ahde vefa, kendisi için istediğini kardeşi için de istemek gibi derin manalara sahiptir.

Kur'ân-ı Kerim velâyet* kelimesi ile dostluğu, tek kelimede zikreder. Dostluk, velâyetin izahıdır ve Müslümanlar velâyeti Müslümanlara verirler. Bunun manası dostluğun getirdiği bütün maddî ve manevî sorumluluktur, birlikteliktir, yardımdır, sevgidir, kardeşliktir.

Her veda, her zaman bir sonraki merhabayı daha da yakınlaştırır.

 

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları