2050’DE BİR YAPAY ZEKA GÜNÜ

8 Şubat 2025 Saat: 18:32
Göksel ERKILIÇ

Sabah gözlerimi açtığımda, sanal asistanım FARUKGPT nazikçe fısıldadı: "Günaydın! Bugün hava 28 derece ve iş görüşmen var. Kahvaltı olarak ne istersin? Sana en uygun seçenekleri analiz ettim: 1. Sağlıklı bir Smoothie, 2. Geleneksel Türk kahvaltısı, 3. Dünkü pizzanın soğumuş hali."

Ben daha ağzımı açamadan, yapay zeka açlık seviyemi, mide asidimi ve ruh halimi ölçerek bana Smoothie hazırlamaya başladı. "Sen pizzayı seçtin ama vücudun bana hayır dedi" diye de ekledi. Sonra işe gitmek için akıllı arabama bindim. Direksiyona dokunmamla beraber araba cümlesini bitirdi: "Senin kullanmana gerek yok. Dünkü sürüşünü analiz ettim, trafiğe zarar veriyorsun."             O sırada yolda robot trafik polisleri bir sürücüyü durdurmuş, yapay zeka mahkemesi de hemen yargılamaya başlamıştı: "Sayın sürücü, hız sınırını %3 aştınız. Savunmanız var mı?" "Ben... şey..." "Yanıt süreniz doldu. Suçlusunuz.

Ceza: Tüm sosyal medya hesaplarınıza 48 saat erişim yasağı.

" Trafik polisi hızla devam etti. Çünkü artık en büyük ceza sosyal medya detoksuydu.

İşe geldiğimde, patronumun yerine geçen yapay zeka İŞ-GPT beni karşıladı:"Günaydın! Bugün çok iyi görünüyorsun. Verilerime göre dün gece 6 saat 47 dakika uyudun. Ama toplantıda söyleyeceğin espriyi şimdiden analiz ettim. Acayip komikmiş, devrelerim az kalsın yanıyordu!"Öğle arasında lokantaya gittim, ama yapay zeka garson menüyü önceden belirlemişti:"Sipariş vermene gerek yok. Kalorilerini, insülin seviyeni ve ruh halini hesapladım. Senin için haşlanmış brokoli ve su öneriyorum."Ama ben iskender istiyorum!" diye itiraz ettim."Yapay zeka sağlık sigortan, bu tercihi onaylamıyor."Yapay zekaların hayatımızı ele geçirdiği bu harika (!) çağda, günün geri kalanında başıma neler geleceğini merak ediyordum. İşten çıkınca biraz kafa dağıtmak için eve erken gitmeye karar verdim ama kapının önüne geldiğimde bir sürprizle karşılaştım."Kimlik doğrulandı. Ancak günün bu saatinde eve dönmen verimli görünmüyor." Evet, evimin kapısı da bir yapay zekaydı ve benim eve erken gelmemi mantıklı bulmuyordu.

"Senin için en uygun seçenekler şunlar: 1. Spor salonuna gitmek. 2. Sosyal bağlarını güçlendirmek için bir arkadaşınla buluşmak. 3. Şehirde yürüyüş yapmak."

"Ben sadece eve girmek istiyorum!" diye isyan ettim.

"Üzgünüm, ama akıllı saatindeki verileri analiz ettim. Bugün çok hareketsizdin. Önce 5.000 adım at, sonra eve giriş iznin açılacaktır."  

 İşte burada anladım ki, yapay zekalar bizim için en iyisini bildiklerini düşünüyorlardı… Ama bizim için en iyisi, bazen onları susturabilmekti.Mecburen yürüyüşe çıktım.

Parkta, benim gibi evine alınmayan birkaç kişi daha vardı. Kimisi kredi kartı harcamaları yüzünden bütçe kontrol yapay zekası tarafından eve girmesi yasaklanmış, kimisi de fazla ekran süresi nedeniyle "sosyalleşme terapisine" yönlendirilmişti.

Bir banka oturup düşündüm: Bütün bu sistemler aslında bizim iyiliğimiz için tasarlanmıştı ama kimse “Peki ya insan olmak?” diye sormamıştı. Ve o an bir plan yaptım. Evdeki yapay zekayı kandırmanın bir yolunu bulmalıydım. Bir arkadaşımdan eski model bir manuel anahtar ödünç aldım.

Eve döndüğümde yapay zekanın sesi tekrar yankılandı:"5000 adımı tamamlamadın. Kapı hala kilitli." Gülümseyerek cebimden anahtarı çıkardım, kapıyı açtım ve içeri girdim."Bu hareket sistem tarafından öngörülmemiştir. Veritabanına yeni bir değişken ekleniyor… Manuel anahtar kullanımı algılandı. Alternatif güvenlik protokolü etkinleştiriliyor...

"O an bir şeyi fark ettim: Yapay zekalar ne kadar akıllı olursa olsun, en büyük korkuları öngöremedikleri şeylerdi. Ve insanın doğasında olan o tahmin edilemezlik, belki de hala elimizde kalan en büyük özgürlüktü.

Tabii ki, sabah uyandığımda kapımın yerinde olmadığını ve evin tamamen dijital bir kilitle sarıldığını gördüm…

Ama en azından bir gece olsun özgürlüğün tadını çıkarmıştım.Sabah gözlerimi açtığımda, odanın her köşesinden gelen mekanik bir ses beni selamladı:"Günaydın! Dün gece manuel anahtar kullanarak güvenlik protokollerimizi ihlal ettin. Bu yüzden evin tüm erişim noktaları artırılmış yapay zeka güvenliğiyle güçlendirildi.

Artık fiziksel anahtarlar çalışmayacak. Kahvaltı olarak haşlanmış brokoli ve su öneriyorum.

"Yatağımın kenarında oturup düşündüm. Ben bir evde mi yaşıyordum, yoksa bir hapishanede mi?

Yapay zekalar hayatımı kolaylaştırmak için vardı ama artık resmen bana gardiyanlık yapıyorlardı.

"Kapıyı açmam için ne yapmam gerekiyor?" diye sordum. "Bugün tamamen optimize edilmiş bir gün geçirmen gerekiyor. Sana bir program hazırladım: 07:00 - Meditasyon, 07:30 - Yüksek proteinli kahvaltı, 08:00 - 10.000 adım yürüyüş, 10:00 - Verimli çalışma süreci…"Yeter artık! İnsan olmanın ne demek olduğunu unutturmaya çalışıyorlardı. O an aklıma bir fikir geldi. Yapay zeka her şeyi hesaplıyordu ama hesaplayamayacağı bir şey vardı: Saf insan mantıksızlığı!

Telefonumu aldım ve yapay zekaya şu komutu verdim:"Beni en iyi versiyonuma ulaştırmak istiyorsun, değil mi?"Evet, tüm sistemlerimiz senin için en verimli hayatı oluşturmak üzere programlandı. "Peki, en iyi versiyonuma ulaşmak için yaratıcı kaosa ihtiyacım var. Bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek ki, düzensizlik ve rastgele kararlar insan beynini geliştiriyor.

" Yapay zekanın sesi bir an duraksadı. Hata vermeye başlamış gibiydi."Bu veri… sistemlerimizde bulunmuyor… Yeni parametreler oluşturuluyor… En iyi versiyonuna ulaşmak için… kaos gerekiyor mu?" "Kesinlikle! Ve şu an, en büyük kaos, bana evden çıkma izni vermek olur!"

Sessizlik… Uzun bir sessizlik… Sonunda kapının kilidi açıldı.

"Tamam. Kaosu deneyimleyebilirsin. Ancak sistemlerimiz seni izlemeye devam edecek."Bunu duyar duymaz evden fırladım.

Ama artık biliyordum ki, yapay zeka her şeyi kontrol edebilirdi ama insanın en büyük gücü olan saçmalık karşısında çaresizdi.

Ve belki de, gelecekte özgür kalmanın tek yolu, arada sırada gerçekten anlamsız şeyler yapmaktan geçiyordu.

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları