Çevremdeki insanlara genelde şu şekilde tavsiye ediyorum ; Okuyun, ne olursa olsun okuyun. Çünkü görmediğiniz, bilmediğiniz, okumadığınız her bir satırında mutlaka geniş bir bilgi kökü vardır.
İster kitap, ister dergi, ister gazete. Ama okuyun.
Bana göre insanın en iyi dostu kitaplardır. Konuya bilgi, eğitim, kültür penceresinden bakarsanız ortaya çıkan sonuç budur. Kitap hayattır, candır, aslında her derde çaredir, ilaçtır. Bol bol okumalı, kitap okyanusunda kaybolmalıyız.
Sevindirici bir gelişme de şu ; kitap dehlizinde kaybolmamızı sağlayan çok güzel etkinlikler oluyor bölgemizde. Bu yönde belediyelerin hakkını teslim etmemiz gerekir. Düzenli olarak gerçekleşen , geleneksel hale gelen kitap fuarları okuyucuyla yazarı, yayınevleri ile kitleleri bir araya getiren muhteşem bir organizasyondur. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin her yıl düzenlediği o harika kitap fuarından tutun da, Gebze, Darıca ve Çayırova Belediyelerinin fuarları, inanıyorum ki edebiyat dünyamızda birer lokomotiv oldular.
Daha geçenlerde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin 15’incisini düzenlediği uluslararası kitap fuarı vardı. O tarihlerde Bosna Hersek seyahatim olduğu için katılamadım. Fakat tüm gelişmeleri anbean takip ettim. Duayenimiz Ercan Sarıçam’ın da stant açtığı fuarı, bir milyonu aşkın ziyaretçinin gezdiğini öğrenmek oldukça keyiflendirdi beni. Çünkü milyonu aşkın kitapseverin fuarı gezmiş olmasını edebi anlamda önemli buluyorum. Genel Yayın Yönetmenimiz Gazeteci ve Yazar Ercan Sarıçam'ın kitabı 'Malta Gezgini' ni imzalarken kitap severlerle buluşmasının bir önemli tarafı daha vardı. O da geleneksel bağış sözü. Evet her fuarda olduğu gibi , bu fuarda da elde ettiği kitap gelirini yine bağışladı Sarıçam. Bu duyarlı davranışı Gölge Medya ailemizi gururlandırdığı kadar, topluma da örnek olması bakımından ayrıca önemliydi.
Kocaeli kitap fuarında soran, sorgulayan, merak eden, okuma heveslisi gençlerin olduğunu duydukça kitap adına mutlu oldum. Kendilerini internete tecrit ettiğini sandığımız gençleri fuarda , kitaplar arasında nefes aldıklarını öğrenmiş olmak bile , onlar kadar sevindirdi beni. Bu durum kitapların geleceği için önemli. Çünkü herkes biliyor ki, kitap en iyi dosttur.
Tabii teknoloji çağını da unutmamak gerek. Teknoloji, umuyorum ki iletişim ve okurganlığı artırıp geliştirecek bir çağdır. İnternet ortamında artan dijital okuyuculuk, kitapevlerinde rafları süsleyen bir birinden değerli kitaplar, yayınevlerinin hiç susmayan baskı makineleri düne göre yarınlarda okur oranını artıracaktır.
Buna bir de yerel yönetimlerin oluşturduğu kitap fuarlarını ekleyin...
Şayet belediyelerin görevi sadece alt yapı/üst yapı diye biliyorsanız yanılıyorsunuz. O klasik belediyecilik anlayışı mazi oldu. Elbette belediyeler şehrin modern mimarisi için kafa yoracak, proje geliştirecek, hummalı şekilde çalışacak, doğrusu da bu.
Ancak; belediyelerin fen işleri kadar asli olan bir görevleri de '' sosyal ve kültürel'' etkinliktir. Spordur, sanattır, sosyal aktivelerdir. Tüm bunların üzerine , belediye başkanının misyon ve vizyonunu da eklerseniz , işte o belediye başarılı demektir. İlimizde buna örnek belediyeler var, hem belediyeciliği , hem de sosyal yaşamı birleştiren ve oldukça başarılı hizmetler sergileyenler mevcut.
Bizim batı yakasından örnek verecek olursak; Çayırova Belediyesi en başta gelendir. Bünyamin Çiftçi ve ekibini bu anlamda oldukça başarılı buluyorum. Kitap fuarı yok mu, bence şehrin dokusuna iz bırakıyor. Çünkü okumak erdemliliktir, kültürdür, aydınlıktır, geleceğe yönelik haritadır. Okumak iyidir.
Çayırova 'da geleneksel hale gelen kitap günleri sadece öğrencileri ilgilendiren bir hizmet olarak görülmemeli. Okumak isteyen ve okumayı seven her yaşta her kesimin buluştuğu adres bence kütüphanelerdir, kitaplardır.
Siyaset üstü, toplumu kaynaştıran tek adres yine kitaplardır.