Yapay zekâ çağında, teknolojik devrimin zirvesinde hala milyonlarca insan ve daha da acısı bir o kadar çocuk açlıkla mücadele ediyor. Ve bunun çözümünü bulan yok gibi..
Her dokuz kişiden biri açlıkla mücadele ediyor.
Gelecek nesiller için büyük bir tehdit oluşturan, dünya nüfusunun artışı , iklim değişikliği ve ne kadar çalışırsanız çalışın, geçinememek insanları ne yapacağını bilmeyen bir toplum yaptı ve agresifleştirdi.
İklim krizi, sudaki ve karadaki yaşam eko-sistemlerinin giderek daha fazla zarar görmesi gibi nedenlerle bir gıda krizi yaşama riski ile de karşı karşıyayız.
Dünya da açlık krizi var iken gıda israfı da çok.
Bir yanda kıt kanat geçinmeye çalışan insanlar sadece kirası ödemek ve o gün tok uyuyabilmek için gece gündüz çalışanlar var iken öbür tarafında korkunç şekilde gıda israfı yapılıyor.
Dünya çapında üretilen gıdanın üçte biri israf oluyor. Oysa israf olan gıdanın yüzde 10’u kurtarılabilse gereksiz israftan bir şekilde kurtuluruz.
Dünya'yı bir tarafa bırakalım.
Türkiye, hatta Gebze'ye bakalım...
Bir çoğumuz özellikle hafta sonları mutlaka açık büfe kahvaltıya gidiyoruzdur. Ya da düğünlerde aynı sıraya girdiğimiz oluyor. Otelleri, tatil ve eğlence mekanlarını saymıyorum bile.
Basit bir açık büfe kahvaltı kültürü israfta ne denli başarılı (!) olduğumuzu gösteren bir gerçektir. Tezgahlara konulan onlarca çeşit, sanki 'hepsini ye' dercesine elimizdeki servis tabağına bakarken, nereden nasıl başlayacağımızı bilemiyoruz.
Gözü doysun diye, bir değil iki servis tabağını dolduranlar bile var.
Peki sonra?
İki bardak çay, bir tadımlık ondan bir tadımlık bundan, 'Elhamdullüllah doyduk'
Ya daha sonra!
Tabaklarımızı dolduran bütün gıdalar öylece çöpe. Ne yeşil çevre aklımıza geliyor, ne de gıda bilinci. Hatta israfın daniskasını sergiliyoruz da, haberimiz yok. Oysa , üçüncü dünya ülkelerinde bir dilim ekmeği bulamayanlar, bir bardak suya hasret kalanlar, pazar sonlarında çöpten patlıcan toplayanlar, kuru soğana hasret kalanlar aklımıza bile gelmiyor.
Sadece gıdayı israf etmiyoruz, insanlığımızı, doğayı , geleceğimizi israf ediyoruz.
Ve o gelecek , bir gün eli boş gelecek de, farkında değiliz.!
O nedenle geleceğimizi kurtarmanın en büyük yolu israfı önlemekten, çocuklarımızı bu yönde eğitmekten geçiyor.
Şayet bu bilince varırsak , işte o zaman hepimiz insanız.