AMAN YAZAR DEĞMESİN

4 Ocak 2024 Saat: 14:31
Göksel ERKILIÇ

  İnsanın duyguları şunlardır; korku, öfke, üzüntü, tiksinti, şaşkınlık ve mutluluktur. Gülmek, bu altı duygu sonucu da oluşabiliyor. Bu da çok ilginç bir şeydir. Üzüntüden, sinirden, korkudan insan gülebilir. Beynimizde subkorteks ve korteks diye bölümler var. Subkorteks bizim en ilkel kabiliyetlerimizin yönetildiği merkez. Nefes almak gibi temel refleksler gibi en esas işlevlerimize beynimizin bu bölgesi bakıyor. Haliyle gülmek eylemi de bu bölgenin işidir. Bir de korteks var. Kabiliyetlerin idare edildiği bölgedir. Konuşma, hafıza gibi işlerden mesul.

   Gülmek, ağlamanın bitişiğinde yer alır. “Çok güldük, ağlamayalım” sözünde kastedilen şey aslında şey aslında neşenin bu kadar yükselmesinden dolayı suçluluk değil de çok gülen birinin bir noktadan sonra makaraları koy vermesi, sinirlerinin laçkalaşması sonucu ağlamaya başlamasıdır. Nitekim de öyle de olur, her daim. Şöyle de bir gerçek vardır. Gülmek ile ağlamanın sesi aynıdır. Bir insanı görmeseniz, sadece sesini duysanız gülüyor mu ağlıyor mu tahmin edemezsiniz. İki sesi ayırt etmek çok zordur.

Gülmenin türleri şunlardır: gülümsemek, tebessüm etmek, sırıtmak, kikirdemek, katılmak. Gülmek sosyal, ağlamak ise bireyseldir. Hali hazırda sana gülmek çok yakışıyorken, bu kitabı bol bol okuyup gülmelisin. Hazır düşlerinin birçoğu sağlıklı durumdayken, kahkahanı esirgemeden gülmelisin. Yaşlanınca maddiyatın etkisi üzerine belki de takma diş takacaksın. O zaman attığın kahkahalarla birlikte dişlerini de atmış olacaksın. Her şeye rağmen gül ki, hayatı yaşanır hale getir. Yaşlanmanı geciktir. Belki kendine çok görüyorsun gülmeyi, seni sevenlerin hatırına yine de gülmeyi bilmelisin.

    Bazen çılgınlık yapmalı insan mantık aramadan. Arkadaşlarınla halı saha maç yapıyorsundur; penaltı kullanırken, kaleciye elinle atacağın yeri gösterebilirsin. Taç kullanırken bir kez de teknik direktörüne topu yollayabilirsin, “Bize bağırmayı kes de sende atağımıza katıl!” diyerek. Ofsayda düşen arkadaşına bir tekme de siz vurabilirsiniz. Kıraathaneye giderek, “Sezon kayıt tarihiniz ne zaman? İki tespih ve bir kolsuz deri yelekle gelmem gerekiyor di mi?” diye sual edebilirsiniz. Havuz problemlerini çözmeden önce vücudunuza bakım amaçlı kremler sürebilirsiniz. Yolda gördüğünüz dilenciye 200 TL verip, 199 TL’nizi geri isteyebilirsiniz. Ret ederse, “Benim sevap kazanmamı engelleyemezsin, madem kalan para veremiyorsan o zaman dilenmeyeceksin!” diyebileceksin. Sonra da kalan parayı almayacaksın. Vapurlar da müzik performansıyla para toplayanlara da para verip, “Lütfen başım çok ağrıyor. Susmanız için zanlımca bu yeterli?” diyerek kibarca ve anlayışla sorabilirsiniz. Karşının taksisini çağırıp, karşıdan karşıya geçerken önce sağa sonra sola sonrada tekrar sağa bakabilirsiniz. İzlediğiniz bir filmin tekrar biletini alarak salonda herkese film için spoiler verebilirsiniz. Korku filmi izleyip gülmekten herkesi korkutabilirsiniz. Misafirlikte piton yılanı gibi uyumak istediğinizi, engel olurlarsa da evi terk etmeyle tehdit edebilirsiniz. Misafirlikten kalkınca “Oturmaya da bekleriz” diyen ev sahibine evlerinde odalar arası yürüyüşe çıkma teklifinde bulunabilirsiniz. Teklifi kabul etmezlerse 2 saatte ayakta dikilip, sohbet edersiniz. Kız istemede tuzlu kahveye maruz kalmamak için “Bir limonlu sodanızı alırım” diyebilirsiniz. İzlediğiniz dövüş filmlerinin etkisinde kalıp, sokağa çıktığınızda karşınıza gelen ilk adama sataşabilirsiniz. İşini kirli yapıp, temiz para kazanabilirsiniz. Karşı cinslerden gelen çıkma tekliflerine karşın Cv’lerini talep edebilirsiniz. Hastalandığınızda doktor civanına rahatsızlığınızı türlü türlü betimleme yoluyla ifade edebilirsiniz. İşten izin alamadığınızda yakınıza vesikalık fotoğrafınızı vererek, “Al bunu kulak burun boğaz doktoruma göster, bana grip ilacı yazmasını söyle” diyebilirsiniz. “Böyle bir şey mi olur?” derse, yakınınıza “Doktora gittiğimizde zaten oturduğu yerden tedavi ettiği için fotoğrafım işini görür” diyebilirsiniz. İş görüşmesine gidip, kendinizi zorla işe aldırtabilirsiniz. İşbaşı yapacağınız tarihte de işe gitmeyebilirsiniz. Olmuş ile ölmüşe çare yok denildiğinde, “Kesin senin annen ile baban da sana bu şekilde yaklaşıyorlardır, ‘bu çocuk olmamış’ diyerek” sözüyle ortamı bir anda buz kesebilirsiniz.

           

 

 

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları